Flash

6/recent/ticker-posts

Bir İlmin Tercümesi, Bir Ümmetin Basiretsizliği: "İslam ve İlim" Üzerine Notlar

Bir İlmin Tercümesi, Bir Ümmetin Basiretsizliği: "İslam ve İlim" Üzerine Notlar

Hayatım boyunca kaleme aldığım 80 eser arasında, benim için özel anlamlar taşıyan çalışmalardan biri de "İslam ve İlim" adlı eserdir. Bu eser, sadece bir çeviri değil; aynı zamanda bir ilmin ihyası, bir medeniyetin yeniden dirilişi ve dava bilincinin Arapça konuşan coğrafyada yeniden yeşermesi için yapılan bilinçli bir hamledir. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın kendi kaleminden çıkan bu kıymetli eseri, ilk kez tarafımdan Arapçaya kazandırılmıştır. Bu durum, hem şahsî bir sorumluluk hem de ümmete karşı duyulan derin bir vefanın ürünüdür.

Ne var ki, bu tarihi adım ne takdir gördü, ne de hakkı teslim edildi. Bilakis, birtakım çevreler tarafından çekememezlik, kıskançlık ve mesnetsiz ithamlarla karşılandı. Bu şahısların öfkesinin tek bir sebebi var: Bu tercümeyi onlar yapamadılar. Üstelik sadece yapamamış da değiller; yapılanı alkışlamayı, emeği takdir etmeyi, hayrı övmeyi de hazmedemediler.

Oysa samimi bir Müslüman, kendi yapamadığı bir hayrı yapan kardeşine sevinir, destek olur, yol açar. Fakat burada söz konusu olan kişiler, bırakın destek olmayı, yapılan hayra taş koymakla meşgul oldular. Üstelik kendilerini "ilim ehli", "dava insanı" olarak lanse eden bu çevreler, Arapça bildiğini iddia eden ama bir eserin ruhunu, mesajını, misyonunu kavrayamayan insanlardan oluşmaktadır.

Bu çevrelerle ilgili altı çizilmesi gereken daha büyük bir gerçek daha vardır:
Bugün bu çeviriyi ve bizi hazmedemeyen kişiler, geçmişte Cumhurbaşkanımız tarafından "ruh hastası" denilen malum şahısla aynı çizgide yürümüş, ona söz geçiremeyen, onun karşısında duramayan insanlardır. Bu gerçeği toplumun çok az bir kesimi bilmektedir. Oysa herkes bilmelidir ki, o şahsa "ruh hastası" diyen ilk ve tek isim Cumhurbaşkanıdır. Bugün bizlere karşı cephe alanlar, işte o zihniyetin gölgesinde yetişmiş ve oraya sırtını dayamış olanlardır.

Bu şahısların "dava adamı" kisvesi altında yürüttükleri hazımsızlık, İslam'a değil; kendi kibirlerine, çıkarlarına ve çıkar ilişkilerine hizmet etmektedir. Bir eseri övmekten aciz olan, bir hizmeti sahiplenmekten çekinen insanlardan ümmete çare olmaz.

Dava adamı olmak, emek ister, sabır ister, bedel ister. Dava adamı, yeri geldiğinde kendisini geri çeker ama yapılan hayrı alkışlar. Bugün ise görüyoruz ki; yapılan her hizmet, bu çevrelerin içini yakmakta ve bunu yapanları itibarsızlaştırmak için türlü yol denemektedirler. Oysa dava adamı; kin tutmaz, hizmete taş koymaz, hakikatin yanında durur.

Sözde her cümlesi "ümmet" ile başlayan ama her hareketi çıkar hesaplarına dayanan bu çevre, ekranlarda nutuk atıp sahada hiçbir emeği olmayan, sosyal medyada davayı pazarlayan ama kendisi tek bir sayfa bile üretmeyen bir güruhtur. Ümmet artık bu slogancı zihniyetten bıkmıştır. Hakikat, onların gürültüsünden değil; sessizce gece boyu çalışan, yazan, tercüme eden, gayret gösterenlerden doğar.

Benim çevirisini yaptığım "İslam ve İlim", bir çağrıdır. Bu çağrıya kulak tıkayanlar sadece şahsımı değil, ümmetin ortak hafızasını yok saymaktadır. Kendi milletinin yetiştirdiği bir değeri, sırf hasetlerinden ötürü inkâr edenlerin, ümmete sunacakları hiçbir umut yoktur.

Bu kalem artık susmaz.
Hazmedemedikleri o tercüme, bu ümmetin zihnine ilimle örülmüş bir köprü kuracaktır.
Yıkmak isteyenler elbette olacaktır. Ama biz her defasında daha sağlam inşa edeceğiz.
Çünkü bu kalem, Hakk'a adanmış bir kalemdir.
Ve o kalem artık sadece benim değil; ümmetin vicdanıdır.

Selam ve Dua ile

Zübeyt BOZKURT

 #Hakk'aAdanmışKalem

#DavaAdamıOlmak
           #İslamveİlim
           #ErbakanTercümesi
           #Hazmedemediler
          #SözGeçiremeyenlerÜmmeteYolGösteremez
           #SlogancılaraHayır
          #ÜmmetUyanmalı

 

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar