Flash

6/recent/ticker-posts

Yeni Nesil ve Umut Gençlerin Susturulan Hayalleri

 

Yeni Nesil ve Umut

Gençlerin Susturulan Hayalleri

Bir milletin en büyük sermayesi, yeraltındaki madenleri değil; gençlerinin yüreğindeki umutlarıdır. Çünkü her çağ, gençlerin hayalleriyle yeşerir; her medeniyet, gençlerin cesaretiyle büyür. Ne var ki bugün, gençlerin bir kısmı umutlarını içlerine gömmüş durumda. Hayal kurmanın, ideal peşinde koşmanın, inançla adım atmanın anlamını unutan bir nesil yetişiyor. Bu bir gençlik sorunu değil; bu, bir toplumun aynadaki yansımasıdır.

Artık gençlerin gözlerinde ışık sönüyor, çünkü umutları küçümseniyor. "Sen bilmezsin", "Sen anlamazsın" denilerek susturuyorlar. Halbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gençlere her zaman değer vermiş, onları dinlemiş, emaneti onlara bırakmıştır. Ashabın çoğu gençti; iman ateşiyle yanıyor, hakikat uğruna fedakârlıktan çekinmiyorlardı. Bugünün gençleri de aynı cevheri taşıyor, ama biz onlara yeterince imanla bakan gözlerle bakabiliyor muyuz?

Bir gencin kalbi, Allah'a yakın olduğu ölçüde temiz ve üretkendir. Çünkü iman, umudun en sağlam kaynağıdır. Zira Allah'a inanan, hiçbir zaman umudunu kaybetmez. Kur'an-ı Kerim'in Zümer Suresi'nde Rabbimiz buyuruyor:

"Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar." (Zümer, 53)

İşte bu ayet, karanlığa gömülen her gence bir ışık kapısıdır. Çünkü Allah'ın rahmeti, umudu yeşerten tohumdur. Genç, bir hata yaptığında "ben bittim" dememeli; "Rabbim beni affeder" diyebilmeli. Fakat ne yazık ki bugün birçok genç, hem toplumdan hem dinden uzaklaşarak iç dünyasında sessiz bir çöküş yaşıyor. Bunun sebebi; ne sadece teknoloji, ne de modern hayatın hızlı akışı… Asıl sebep, anlam boşluğu.

Zihinler bilgiyle dolu ama kalpler boş. Herkes bir şeyler biliyor ama kimse bir şeyin anlamını taşımıyor. "Neden yaşıyorum?", "Ne için çabalıyorum?" sorularının cevabı kaybolmuş durumda. İşte tam bu noktada, iman ve ahlak devreye girmeli. Çünkü bilgi, yön göstermez; inanç gösterir.

Bugün gençlere sadece "çalış", "başar", "para kazan" diyoruz; ama "insan ol", "dua et", "sabret", "hakkı savun" demiyoruz. Hâlbuki maddi başarı, ruhsal çöküşün önüne geçemez. Nice diplomalı genç, karanlık düşüncelerle boğuşuyor. Çünkü gönlünü beslemeden zihin dolmaz. Her genç, bir idealin etrafında şekillenir. O ideal eğer Allah rızasına bağlıysa, o genç asla sarsılmaz. Hz. Yusuf (a.s.)'un zindanda bile hayal kurabilmesi bunun en güzel örneğidir. Çünkü o biliyordu ki; "Zindan, imanlı bir yüreğin özgürlüğünü zapt edemez."

Toplum olarak gençleri yalnız bıraktık. Onları dinlemek yerine yargıladık, anlamak yerine etiketledik. Oysa bir gencin derdini dinlemek, onun geleceğini kurtarabilir. Peygamberimiz (s.a.v.), genç bir sahabenin sorusunu asla küçümsemezdi. Biz de onların duygularına, arayışlarına kulak vermeliyiz. Gençlerin sadece aklına değil, kalbine hitap eden bir dil kurmalıyız.

Gençlik döneminde yapılan hatalar, bazen yön arayışının bir sonucudur. Onları dışlamak yerine, ellerinden tutmak gerekir. Çünkü her hata, bir dönüş fırsatıdır. Rabbimiz Tevbe Suresi'nde buyuruyor:

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." (Tevbe, 119)

Gençler, sadıklarla beraber olmayı hak ediyor. Onları kötü örneklerden, sahte kahramanlardan değil; gerçek örneklerden beslemeliyiz. Tarihimiz, adaletle büyümüş gençlerin hikâyeleriyle doludur: Fatih Sultan Mehmet, 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açtı. O cesareti ona veren sadece bilgi değil, iman ve hedef bilinciydi.

Bugünün gençleri de aynı potansiyele sahip. Onlara yeter ki güvenelim, destek olalım. Her gencin içinde bir "Fatih", bir "Yusuf", bir "Asiye" vardır. O kıvılcımı doğru yönlendirirsek; karanlık aydınlanır.

Ey genç kardeşim…
Dünya gürültüsüne aldanma.
Bir "beğeni"nin değil, bir dua'nın peşinden koş.
Kalbin kırıldığında hatırla: Allah, kalbi kırık olanlara en yakın olandır.
Unutma, sen sıradan biri değilsin; sen bir duanın cevabısın.

Ve ey büyükler…
Gençlerin hayallerini susturmayın. Her hayal, bir ümmetin yarınıdır.
Onları yargılamak kolay, anlamak zordur; ama anlamak insanlığın gereğidir.
Bir gencin inancını küçümsemeyin, çünkü o inanç bir milleti ayağa kaldırabilir.

Unutmayalım:
Bir toplum, gençlerine umut veremiyorsa; geleceğini kaybetmiştir.
Ama gençlerine inanç, ahlak ve sevgi aşılayabiliyorsa; işte o zaman yeniden diriliş başlar.

Yeni nesil bizim umudumuz değil sadece, imtihanımızdır da.
Ve biz, bu imtihanı kaybetmemek için gençlerin kalbini yeniden kazanmak zorundayız.

 

Selam ve Dua İle

Zübeyt BOZKURT

Yorum Gönder

0 Yorumlar