Diz Boyu Dengesizliklere Mahkûm Olduk
Değerli okuyucularım, herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.
Dengeli ve huzurlu bir yaşamın anahtarı; toplumun ve yaşamın mimarı olan insanların vicdan ve hak terazisinde şekillenen duruşlarıyla ortaya çıkar.
Ne yazık ki bugün ipin ucunu kaçırdık.
Yaşamın her alanında karşımıza çıkan “denge” kavramı, vicdanlarda büyük bir yara açtı. Hakka yakın durmak yerine günaha ve adaletsizliğe meylettik. Hak ve hakkaniyetli bir yaşamı sürekli erteledik, zorlaştırdık.
Toplumsal Denge Bozuldu
Denge unsuru toplumun geneline ulaşmadı. Bu durum büyük bir gelir adaletsizliğine davetiye çıkardı.
Artık dengesizlik, çağımızın en büyük sorunu hâline geldi.
Dengesizliği ortadan kaldırmanın yolu; adaletli, dürüst ve iyi niyetli insanların sayısını artırmaktan geçiyor.
Adalet, eğitim, ekonomi, toplumsal ve sosyal alanlarda sağlıklı bir denge kurmak; ancak adil bir anlayışla mümkündür.
Söz Var, Eylem Yok
Bugün hepimiz sözlerimizde “hak, adalet, denge” diyoruz.
Ama eylemlerimizde bu kavramlara sırt çeviriyoruz.
Gerçekçi, adil bir dünya için adım atmıyoruz.
Oysa toplum olarak niyetlerimizi denge terazisinden geçirmemiz gerekiyor.
İnsanın düşünsel, duygusal, sosyal ve manevi alanlarında uyum sağlaması için çaba göstermesi şart. Dengeli bir hayat istemek kolay, yaşamak ise zordur. Ve bu çabayı insanın kendisinden başka kimse gösteremez.
Hadislerin Işığında Ölçü
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ibadetlerden yeme içmeye kadar her alanda ölçülü ve dengeli olmayı tavsiye etmiştir.
Duyguların, tutumların, davranışların dengede olması istenmiştir.
Fakat bugün diz boyu dengesizlik ve ölçüsüzlük hayatımızı kuşatmış durumda.
Normal bir hayata geçiş her geçen gün zorlaşıyor. Dengesizlik, doğru niyet ve düşüncelerin eyleme dönüşmesini engelliyor.
Her Alanda Ölçü Kaçtı
Dinde, yönetimde, ekonomide, adalette, toplumsal ilişkilerde ölçüyü kaçırdık.
Huzur ve refah bulamıyor, ama yine de şikâyet etmekten geri durmuyoruz.
“Müslümanız” diyoruz ama dinin gereklerini yerine getirmiyoruz.
Günahı ve haramı kendimize göre yorumlayıp mubah sayıyoruz.
Yönetimde hak ve adalet gözetilmiyor; gelir dağılımı bozuluyor, sınıfsal ayrımcılık artıyor.
Toplumsal denge her geçen gün daha da uzaklaşıyor.
Ahlaki Zafiyetin Bedeli
Adalet ve ahlak hassasiyetlerimizden ödün verdik.
Nefislerimizin esiri olduk.
Her türlü yanlışlığı ve haramı normalleştirdik.
Müslüman kardeşimiz açken tok yatabiliyorsak, dengede ve ölçüde büyük bir zafiyet yaşıyoruz.
Bu hâl içinde huzurlu bir yaşam beklemek elbette mümkün değil.
Netice oalrak;
Toplum olarak hakkın terazisinde; sevaplarımızın günahlarımızdan ağır basacağı bir dengeyle buluşmamız gerekiyor.
Denge sağlanmadan, adil bir düzenin ve mükemmel bir yaşamın bizimle buluşması beyhude bir beklenti olur.
Vesselam
Nevzat AKSOY

0 Yorumlar